Haber

Eğitim Kurumlarından İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde protesto: “Derslerin Cuma namazı saatlerine ve karma eğitim ilkesine göre düzenlenmesi…

Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

Eğitim sendikaları ve kuruluşları yeni eğitim-öğretim yılının ilk gününde İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gösteri yaptı. Eğitim-Sen 7 Nolu İstanbul Şubesi Sekreteri Yakup Kaya, “Eğitim sistemi ve genel olarak toplumsal yaşamda, iktidarın kendi dünya görüşü ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirmeye yönelik uygulamaları fiili bir baskı haline gelmiş ve Bu konuda çalışma saatleri, okul saatleri, “Ders planlarının Cuma namazı saatlerine göre düzenlenmesi istenmesi, karma eğitim ilkesinin ihlal edilmesi ve benzeri girişimlerde bulunulması, kısacası eğitimin şekillendirilmesi kabul edilemez.” Dini kurallara göre bir sistem var” dedi.

Bugün başlayan yeni eğitim öğretim yılı nedeniyle eğitim kurumları ve sendikalar Sultanahmet’te İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gösteri yaptı. Zorunlu din derslerinin kaldırılması ve öğretmen ataması yapılması çağrısında bulunan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerimi Koruyorum (ÇEDES)” projesine karşı yürütülen harekete Türk Personel Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da katıldı. okullara manevi danışmanlar.

Açıklamada, “Zorunlu din derslerine hayır” ve “Okullarda imam değil bilim adamı istiyoruz. Gerici eğitime son verin” yazılı pankartlar açıldı ve “Türkiye laiktir, laik kalacaktır” sloganları atıldı. Ortak açıklamayı okuyan Eğitim-Sen İstanbul 7 Nolu Şube Sekreteri Yakup Kaya, siyasi iktidar tarafından eğitim ve sosyal hayatın dini kurallara göre şekillendirilmesine yönelik uygulamaların eğitimin her kademesinde ve her alanda etkisini artırarak devam ettiğini söyledi. sosyal yaşamın alanları. Kaya, şunları söyledi:

“ANAYAL SUÇ İŞLİYORLAR: Siyasi iktidarın seçimlerin hemen ardından toplum mühendisliğine hız verdiğine tanık oluyoruz. Son olarak ilkokul, ortaokul ve ortaokul öğrencilerinin seçmeli din derslerini seçmelerinin zorunlu hale getirilmesi bu durumun açık bir örneğiydi. Ağustos 2023’te yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Tebliğleri Dergisi’nde, 9. sınıfta öğrencilere ‘insan toplumu ve bilim’, ‘din, ahlak ve değerler’ ile ‘kültür, sanat ve bilim’ konularının öğretilmesi gerektiği belirtildi. ve 10. sınıf ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim seviyeleri. spor‘, seçmeli ders kümelerinden her kümeden en az bir ders, 11. ve 12. sınıf düzeylerinde ‘insan, toplum ve bilim’, ‘din, ahlak ve değerler’ ile ‘kültür, sanat ve bilim’. spor ‘ İlk, orta ve ortaöğretimin 9’uncu ve 10’uncu sınıf düzeyindeki öğrencilerin din derslerini seçmeli ders olarak almalarının zorunlu olduğu belirtilirken, seçmeli derslerden en az ikisinden birini seçmelerinin zorunlu olduğu belirtildi. kurs setleri. Bu düzenlemeye imza atan ve bu uygulamayı uygulayanların Anayasa hatası yaptıklarını belirtmek isteriz.

CHEDES DİNLİ PERSONELİN ÖNÜNÜ AÇTI: Çocuk haklarını hiçe sayan, pedagojiyi yok sayan, mantığın sınırlarını seçmeli dersleri zorunlu hale getirecek kadar zorlayanların tek tip bir toplum kurma arzusu karşısında yılmadan, yılmadan mücadele edecek ve bunun için çabalarımızı sürdüreceğiz. kararlılıkla bilimsel, laik eğitim. Milli Eğitim, Gençlik ve Gençlik Bakanlığı Spor Bakanlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile ‘Çevreme duyarlıyım, değerlerimi koruyorum’ (ÇEDES) adlı protokol imzaladı. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaöğretim okulları ve imam hatip okulları ile Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı il ve ilçe okulları spor Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı müdürlükler-gençlik merkezleri ve Diyanet Gençlik Merkezleri işbirliğiyle yürütülen ÇEDES kapsamında bir süredir ülke genelinde toplantılar yapılıyor ve çeşitli kararlar alınıyor. ÇEDES projesiyle İzmir’de 842 okulda eğitimin yanı sıra sağlık alanında da ‘manevi danışmanlar’ ve çeşitli din görevlileri için dini öğreti ve dini faaliyet alanları oluşturuldu. Din adamlarına açılan bu alanla birlikte, finansmanı merkezi yönetim bütçesinden karşılanacak yeni bir din adamı kadrosunun da önü açılmış oldu. Protokolde bir süre belirtilmezken, ÇEDES uygulamalarının kısa sürede tüm illere yaygınlaştırılması planlanıyor.

‘TEK DİN, TEK MEZHEP’ ANLAYIŞIYLA HAREKET EDİYORUZ: Eğitimin kalitesinin her düzeyde artırılması, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımların atılması gerektiği açık ancak siyasi iktidar bugüne kadar olduğu gibi ‘tek din, tek mezhep’ anlayışıyla hareket ediyor. ‘ din ve inanç gibi çok hassas bir konuya yaklaşmakta ve okullarda okulların uygulanmasına engel olmaktadır. Dini ve manevi değerleri öğrencilere aktarmayı kendine görev bilmiştir. ÇEDES projesi, hükümetin eğitim sistemini siyasi-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkıyor. ÇEDES, eğitim kurumu olan okullarda vaizlerin, imam hatip öğretmenlerinin, Kur’an kursu öğretmenlerinin ve ilahiyat fakültesi mezunlarının ‘manevi danışman’ olarak çalışmasının önünü açıyor. ÇEDES protokolüyle öğrenciler okul bünyesinde yeni din görevlileriyle tanışacak. Manevi danışmanlar ve öğrenciler okul dışında Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı kamplarında buluşacak, okullardaki koordinatör öğretmenler ve ‘abla ve kardeşler’ ile din öğretisi sağlayan ‘değerler eğitimi’ faaliyetlerine katılacaklar. Gülen cemaatinin kardeşlerinin yanı sıra koordinatör öğrenciler de katıldı. ÇEDES projesiyle Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, tarikat ve cemaatlere öğrenci alma işlevine sahip olacak.

LAİKLİK UNUTULMAYA ÇALIŞIYOR: Farklı inançların, farklı mezheplerin, farklı kimliklerin, farklı cinsiyet ve cinsel kimliklerin, inanan ve inanmayanların, çoğulcu bir toplumda bir arada barış içinde yaşayabilmeleri için laiklik ilkesi ve laik eğitim son derece değerlidir. Ancak Türkiye’de ciddi bir mücadele alanı olan laiklik siyasi bir konudur. Sahada unutulmaya, görünmez kılınmaya çalışılıyor. Siyasi iktidar laikliği ve laik yaşamı doğrudan hedef alıyor. Evrensel hukuk ve insan hakları açısından çok önemli bir ilke olan laikliği savunanlar, Diyanet İşleri Başkanı tarafından ‘laik yobazlar’ gibi hakaretlere maruz kalıyor. Türkiye’de işsizliğe, yoksulluğa, açlığa, enflasyona karşı insanları susturmak için şükran, güven ve sabır dini telâffuzlarla aşılanıyor. Dolayısıyla laikliği savunmak sömürüye karşı emeğin, faşizme karşı demokrasinin, standardizasyona karşı özgürlüğün, eşitlikçi olmayan politikalara karşı eşitliğin bayrağıdır.

EĞİTİMİN DİNİ KURALLARA GÖRE ŞEKİLLENDİRİLMESİ TALEP EDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ: Eğitim sistemi ve genel olarak sosyal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşü ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirmeye yönelik uygulamaları tüm toplum üzerinde fiili bir baskı ve dayatma haline gelmiştir. Bu bakımdan çalışma saatlerini ve okul ders planlarını Cuma namazı saatlerine göre düzenlemeye çalışmak, karma eğitim unsurunu ihlal etmek ve benzeri girişimlerde bulunmak, kısacası eğitim sistemini dini kurallara göre şekillendirmek kabul edilemez. Laik bir yaşam, laik bir eğitim ve ÇEDES projesinin iptali için 16 Eylül 2023’te çevre illerin katılımıyla 100’ün üzerinde destekleyici kurum ve kadın kuruluşu Eğitim-Sen öncülüğünde İzmir’de bir araya gelecek. Alevi kurumları, veli dernekleri, birçok demokratik kitle örgütü. Bölgesel miting esas alınarak düzenlenecek. Bu miting nihai bir tepki olmayacak. Taleplerimiz kabul edilene kadar çabalamaya devam edeceğiz. Bugün laiklikten, karma bilimsel eğitimden, kadın özgürlüğünden vazgeçmeyeceğimizi, eğitimi eğitimciler dışında kimseye bırakmayacağımızı, emeğin hakkını aldığı özgür bir gelecek için çabalarımızı artıracağımızı bir kez daha söylüyoruz. “

Kaynak: ANKA / Güncel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu